Uçurum'dan çoktan yuvarlanmış ama hala tutunmaya çalışan insanlar ...
İnsanların yoksulluğu sefalete dönüşmüştü artık .. Yiyecek yemekleri ,yatacak yerleri bile yokken bir de ailelerini düşünmeleri ..Aileleri için yok pahasına çalışmaları ama yine de karınlarının doymaması...
Onlar bu haldeyken şehrin öbür yakasının onlar orada yokmuşçasına yaşaması ve Doğu Yakası dendiğinde o neresi o da ne dercesine bakmaları ... Aslında bi yerde hepimiz yapmıyor muyuz bunu ? Görmemezlikten gelmiyor muyuz ? Devlet bir şey yapmıyorken ben bu halimle ne yapabilirim demiyor muyuz? Bu böyle uzaaar gider ...
Jack London 1902 yılında, bir kaç aylığına şehrin yoksul semtlerinden birinde yaşamak üzere Londra'ya gelir ve halktan biri gibi zaman geçirir.. Oradaki sefaleti görür. İnsanların nasıl acizce öldüklerini, bir deri bir kemik kalmış güçsüzce yaşamaya çalışmalarını görür.
London ''Başka hiçbir kitabım için yoksulların ekonomik açıdan aşağılanmasını inceleyen Uçurum İnsanları kadar kalp ağrısı çekip gözyaşı dökmedim.'' demiştir.
Uçurum İnsanları'nı İnstagram üzerinden tanışıp bir araya gelerek oluşturduğumuz Bir Klâsik Keyfi adlı grubumuzla okuduk. Bu 3. kitabımızdı. çok sevimli hoş sohbet bir grup olduk :)
UÇURUM İNSANLARI - JACK LONDON
198 SAYFA
İLETİŞİM YAYINLARI
Not aldım umarım kütüphanede bulur okurum kuşum :)
YanıtlaSilevet evet okumalısın bence tatlıımm :*
SilNasıl etkileyici bir kitaptı değil mi?Jack London adeta sosyolog gibi çalışmış,içlerine karışıp bizzat yaşamış o dünyayı...Harikaydı.
YanıtlaSilevet hem gidip görmesi hem yazımı harikaydı. yaşattı bizi.. Hele ölen yaşlı kadın ve haşeratlar hala aklımda :(
Sil